Büyükçekmece Masöz Bayan Genç Esra

Büyükçekmece Masöz Bayan

Büyükçekmece Masöz Bayan “umarım iyi hissediyorsundur.” Turner yana çekildi ve tek dirseÄŸi üzerine yaslanarak iki parmağı ile Miranda’nın çenesini tuttu. “Çok iyi hissettiÄŸime kesin olabilirsin, ” dedi. Miranda gülümsedi. Bundan daha iyisini hayal bile edemezdi… “Sen iyi mi hissediyorsun?” dedi Turner sakince, kaÅŸlarını merakla havaya kaldırmıştı. “AÄŸrın var mı?” “Sanmıyorum. Bir ihtimal sonrasında olabilir.” “Olacaktır.” Miranda kaÅŸlarını çattı.

Demek ki bakire kızlarla beraber olmak konusunda fazlaca deneyimliydi. Evlendiklerinde Leticia’nın zaten bir çocuk taşımış olduÄŸunı söylemiÅŸti. Sonrasında Miranda bu düşünceyi kafasından ata. Leticia’yı düşünmek istemiyordu. Åžimdi olmazdı. Turner’ın ölü eÅŸinin yataklarında yeri yoktu. Hemen sonra bebekleri düşünmeye baÅŸladı. Sarışın mavi gözleriyle sevinç içinde ona gülümseyen bebekler. Turner’ın minik bir kopyası, istediÄŸi buydu. BebeÄŸin kendisine benzeyebileceÄŸini biliyordu ama onun aklından geçen bebek, gamzelerine kadar tümüyle Turner’a benziyordu.

Büyükçekmece Masöz Bayan

Büyükçekmece Masöz Bayan Nihayet gözlerini açmış olduÄŸunda Turner’ın kendisine bakmış olduÄŸunı gördü. Turner Miranda’nın dudaklarına dokundu. “Seni bu ÅŸekilde hayallere sürükleyen nedir?” diye mırıldandı Turner. Sesi doyuma ulaÅŸmış olmanın huzuruyla doluydu. Miranda düşüncelerinden utanarak, Turner’ın bakışlarından kaçmaya çalıştı. “Önemli bir ÅŸey deÄŸil, ” dedi mırıltı halinde. “Hâlâ yağıyor mu?” “Bilmiyorum, ” dedi Turner ve kalkıp pencereden dışarıya bir göz attı. Miranda çarÅŸafı çekip çıplak vücudunu örttü, havayı sorduÄŸuna piÅŸman olmuÅŸtu. EÄŸer yaÄŸmur izin verirse eve dönmeleri gerekecekti. Åžimdiye kadar çoktan yokluklarının farkına vardıklarına emindi. YaÄŸmurda barınacak bir yer aradıklarını iddia edebilirlerdi ama eÄŸer yaÄŸmur durur durmaz eve dönmezlerse, bu bahane de çürümüş olurdu. Turner perdeyi geri çekti ve Miranda’ya döndü.

Genç kadın, onun saf erkeksi güzelliÄŸi karşısında nefesini tuttu. Babasının birçok kitabında heykel resimleri görmüştü, hatta babasının odasında Michaelangelo’nun ünlü Davut heykelinin bir minyatürü vardı fakat aslabiri ÅŸimdi karşısında duran, canlı ve nefes alan bu insanla karşılaÅŸtırılamazdı. Sırf bu görüntünün bile kendisini yeniden baÅŸtan çıkarabileceÄŸinden korkup bakışlarını yere çevirdi. “Hâlâ yağıyor, ” dedi. “fakat giderek hafifliyor. Dağınıklığımızı toplayalım da, hava açar açmaz gitmeye hazır olabilelim.” Miranda başını salladı. “Bana giysilerimi uzatabilir misin?”